Makaleler

Hukuk sistemi karmaşık ve sürekli değişen bir yapıya sahip olduğu için, oldukça önemli bir konu olan Hukuki Danışmanlık Almanın Önemi: Herkesin Hayatında En Az Bir Kez Gerekli Olabilir anlayışını göz önünde bulundurmalıyız. Birçok insan, hukuki süreçlerin içerisine girdiğinde ne yapacağını bilemez ve bu noktada hukuki danışmanlık almanın faydaları devreye girer. Peki, hukuki danışmanlık ne zaman gereklidir? Özellikle doğrudan bir sorunla

Mirastan men etme, miras bırakanın bazı yasal mirasçılarını belirli sebeplerle miras hakkından mahrum bırakması anlamına gelir. Türk Medeni Kanunu’nda açıkça düzenlenen bu işlem, keyfî bir tercih değil, belirli şartlara bağlı hukuki bir sonuçtur. Mirasçılıktan çıkarılan kişi, saklı pay sahibi olsa dahi mirastan hiçbir şekilde pay alamaz. Ancak bu durumun geçerli olabilmesi için miras bırakanın, geçerli

Borçlar hukuku uygulamasında sıkça karşılaşılan kavramlardan biri de “müteselsil” ifadesidir. Bu kavram, birden fazla kişinin aynı borçtan veya zarardan dolayı topluca ve ayrı ayrı sorumlu tutulduğu durumları ifade eder. Müteselsil borçluluk ya da müteselsil sorumluluk, alacaklıya yönelik koruyucu ve borçlulara arasında adil denge kurmaya yönelik önemli bir düzenlemedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda açıkça düzenlenen

İzaleyi şuyu davası, diğer adıyla ortaklığın giderilmesi davası, birden fazla kişinin paylı ya da elbirliği mülkiyeti şeklinde malik olduğu taşınır veya taşınmaz mallarda, bu ortaklığın sona erdirilerek bireysel mülkiyete geçişi sağlayan dava türüdür. Özellikle miras kalan gayrimenkullerde ya da birlikte alınan mallarda taraflar arasında anlaşmazlık çıkması durumunda başvurulan hukuki bir yoldur. Bu dava sayesinde, malın

Mirastan yoksunluk, miras bırakan kişiye karşı belirli ağır fiilleri işlemiş olan bireylerin, kanunen mirasçılık hakkından mahrum kalması anlamına gelmektedir. Türk Medeni Kanunu’na göre bazı ağır ve hukuka aykırı fiilleri işleyen kimseler, mirasbırakanın yasal veya atanmış mirasçısı olamazlar. Bu durum, miras hakkının doğrudan kaybedilmesine yol açar. Mirastan yoksunluk hükümleri, mirasbırakanın iradesinden bağımsız olarak, kanun gereği kendiliğinden

Mirasçılıktan çıkarma, diğer adıyla mirastan ıskat, mirasbırakanın tek taraflı olarak yaptığı ölüme bağlı bir tasarrufla saklı pay sahibi mirasçısını mirastan dışlama işlemidir. Bu tasarruf, belirli ve kanuni sebeplerin varlığı halinde geçerli olup, Türk Medeni Kanunu çerçevesinde sınırlandırılmıştır. Mirasçılıktan çıkarma, yalnızca saklı pay sahibi mirasçılar yönünden söz konusu olabilir. Saklı payı olmayan kişiler zaten mirasbırakanın tasarrufuna

Gaiplik davası, uzun süre haber alınamayan veya ölüm tehlikesi içerisinde kaybolmuş olan bir kişi hakkında, mahkeme kararıyla ölmüş sayılmasına yönelik açılan davadır. Bu dava, Türk Medeni Kanunu’nun 32 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, özellikle miras, evlilik ve nüfus kayıtları gibi birçok alanda önemli sonuçlar doğurur. Kişinin cesedinin bulunamaması tek başına yeterli değildir. Gaiplik kararı alınabilmesi

Fikri mülkiyet ihlali, bir kişinin sahip olduğu özgün fikrî emeğin izinsiz olarak kullanılması durumudur. Bu tür bir ihlal, telif hakkı, marka, patent ya da tasarım gibi fikri hakların sahibinden izin alınmaksızın kullanılması şeklinde ortaya çıkar. Günümüzde teknolojinin yaygınlaşması ve dijital içeriğin çoğalmasıyla birlikte fikri mülkiyet ihlalleri daha sık karşılaşılan bir sorun haline gelmiştir. Fikri Mülkiyet

İştirak halinde mülkiyet, diğer adıyla elbirliği mülkiyeti, birden fazla kişinin ortaklaşa ve belirli bir pay oranı olmaksızın sahip olduğu bir mülkiyet türüdür. Bu tür mülkiyet, Türk Medeni Kanunu’nda açıkça tanımlanmış olup, payların belirlenmemesi ve tüm ortakların malın tamamı üzerinde hak sahibi olması esasına dayanır. Bu yazıda iştirak halinde mülkiyetin ne olduğu, nasıl kurulduğu, ortakların hak